İyi sabahlar. Uzun süredir yazamadım. Sebebi vardı. Dün KPSS'nin son ayağına girdik. Zor bir sınavdı. Ayırt ediciliği yüksekti. Kimse memnun değil. İç tutarlılığı yoktu; ilk kısım çok zor, dilbilim, metodoloji ve edebiyat kısmı çok kolaydı. Açıkçası kitapçığı açtığımda "Aha şimdi boku yedik," dedim ama sanırım genel olarak çok da kötü bir sonuç gelmeyecek gibi. Gönül rahatlığıyla evime dönebilirim. 5 ay sonra. Kar yağıyordu ben memleketten İstanbul'a gelirken. Bütün bu sınav olayları elimi kolumu bağlamıştı ve nihayet bugün dönüyorum. Bunu söylemek için geç kalmış olabilirim. Eh, vaktim yoktu. Cumartesi günü 9 deneme çözdüm. Beynim yanmıştı. Umarım değer de, ilerde "Boşa zaman ve emek harcamışım," demem. Neyse.
Bugün yazmamın sebebi sınav muhasebesi yapmak değil. Eve gidiyor olduğumu belirtmek. Başlıktan da anlayacağın üzre, bir süre yazma faaliyetine giremeyebilirim. "Umurumda mı?" diyor olabilirsin. Okke. O da olur. Evde biraz dinlenmek istiyorum. Mümkünse bedenim "hiçbir şey yapmama eyleminin dayanılmaz hafifliği"ni tatsın bir süre. Biliyorum, bu çok uzun sürmez. Hatta iddia ediyorum, üç gün sonra sıkılacağım ama sıkılmamak için buradan yeni aldığım kitapları, resim defterimi ve sporla ilgili eşyalarımı aldım. Memlekette sıkılmamak için gereken ne varsa yapacağım. Arkadaşlarımla daha fazla vakit geçireceğim, zira hepsini çok özledim. Kuzenlerimle de aynı şekilde. Karasal iklim çocuğuyuz, denizden anlamayız gibi görünürüz ama yüzmeye gitmek de şart tabii. Atın beni havuzlara.
Bugün yazmamın sebebi sınav muhasebesi yapmak değil. Eve gidiyor olduğumu belirtmek. Başlıktan da anlayacağın üzre, bir süre yazma faaliyetine giremeyebilirim. "Umurumda mı?" diyor olabilirsin. Okke. O da olur. Evde biraz dinlenmek istiyorum. Mümkünse bedenim "hiçbir şey yapmama eyleminin dayanılmaz hafifliği"ni tatsın bir süre. Biliyorum, bu çok uzun sürmez. Hatta iddia ediyorum, üç gün sonra sıkılacağım ama sıkılmamak için buradan yeni aldığım kitapları, resim defterimi ve sporla ilgili eşyalarımı aldım. Memlekette sıkılmamak için gereken ne varsa yapacağım. Arkadaşlarımla daha fazla vakit geçireceğim, zira hepsini çok özledim. Kuzenlerimle de aynı şekilde. Karasal iklim çocuğuyuz, denizden anlamayız gibi görünürüz ama yüzmeye gitmek de şart tabii. Atın beni havuzlara.
Kendimce bir tatil hazırladım. He, bu arada geçen sınava hazırlanmak için gittiğim kütüphane yolunda gördüğüm bir sahne sonrası aklımda bir öykü taslağı belirdi. İstanbul'dan ayrılmadan yazıp istediğim yerlere göndermek istiyordum fakat takdir edersin ki vakit bulunamadı. O yüzden bu öyküyü memlekette yazıp oradan bir yerlere göndermeyi düşünüyorum. Gelişmeler hakkında haberdar ederim. Gerçi yine ümidim yok ama bu sefer arsız olup 3-5 dergiye birden yollayacağım dergiyi. Ağlamayana meme yok. Bundan sonra bana "tuttuğunu koparan Merve" desinler.
Babam emekli, annem ev hanımı. Biz abimle İstanbul'da öğrenciydik. Evde bilgisayar nâmına ne varsa İstanbul'a getirmiştik. Eh, evde bilgisayar yok. Babam akıllı telefonlarla arası iyi olan bir amca. Adam eve internet almıyor haliyle. Evde internet yok. Telefonumda var. Ama ben telefondan blog postu nasıl yazılır veya o yazılandan bir halt olur mu bilemiyorum. O yüzden cengaverlik yapmamak adına telefondan blog yazmaya devam etmeyeceğim. Aklıma bir şey gelirse tablete yazıp taslak halinde saklarım. Wi-fi bulunca da bam!
Bloğun geleceği için iyi bir adım olmayabilir ama kimin umurunda? Okunma kaygısı olmadan yazıyorum. Okuyan okuyor. Okumayan da, eh okumuyor. Alan razı.
Yazın da çalışan insanlar için üzülüyorum. Zor be. Yaşamak için çalışıyoruz. Çalışmak için ölüyoruz. Bir tatil sitesinin mottosu bile "Hepimiz tatil için çalışıyoruz." Açık açık "Eşşeğiz biz hepimiz toplumcanak," demiyor da. Zor işler. Eh, ağlamayana meme yok. Araba istiyorsan, ev istiyorsan, karının koluna bilezik bilmemne takmak, çocuğu kolejde okutmak ve/veya üniversiteyi kazansın diye (her ne kadar kaldırıldı dense de olgu hâlâ varlığını sürdürmektedir) dershaneye göndermek istiyorsan at gibi de çalışacaksın. Başka seçimin yok ki. Buradan aile ilişkilerine girmek istemem. Uzar. Ben de uzayayım.
İyi tatiller, tatil yapabilecek olanlar. Yapamayacak olanlar; hepiniz bir tatili hakkettiniz ama size uygulanan edimsel koşullanma deneyi sonrası terfi alsanız da ödül olan tatili almanız engellenmiş. Koşullu tepkiniz de "Bir gün bırakacağım bu işi," olmuş. Ama sen de biliyorsun, yemez. İyi günler.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder