22 Haziran 2015 Pazartesi

Aile Dediğin Olası Binlerce Sperm ve Bir Yumurtadan Mı İbaret?

İygeceler. Ergen isyanı kasmaya gelmedim. Başlığa aldanmayın. Ama içimi dökmeden de gitmem. Bura ne için var zaten? Kişilerle bir problemim yok. Esasen var da gelip burada x kişisi bana yamuk yaptı, hep beraber dalalım demek kaypaklık olur. Bunu yapmam. Amaç kutsal olarak addedilen bir mefhumun esasen nasıl yıkık temellere oturabilmiş olacağını göstermek.



Kimsenin ailesi mükemmel değil. Aileyi küçük bir toplum olarak ele alırsak hiçbir mezra, köy, bucak, kaza, ilçe, il, bölge, ülke, gezegen, galaksi, evren, paralel evren mükemmel değil. O zaman kendinizi bi bok sanmaktan vazgeçin. Neyse. Bugün, bu aile konusunu açık, mert ve korkusuzca tartışmaktan çekinmeyen bir arkadaşımla tartıştım ve ortak paydalarda da buluştuk. Ne demişiz mesela? Aile her ne kadar "ahlak" olgusunu ideal olarak kurmaya çalışan birçok dinin ve etik öğretinin temelinde yer alsa da biz bundan bahsetmeyeceğiz. Efendim işimiz değil zira. Onu teologlara ve etik bilimcilere bırakalım. Ben burada kıytırıktan aforizma kasıcam. İsteyen bestseller kişisel gelişim kitapları okumaya da devam eder. Hiç yoktan iyidir. Acaba? Neyse. Ne diyordum? Şimdi bu aile mefhumunu çok garıştırdılar. Aile kutsal dendi vs. Ülen bak tamam Allah var, kendi ailem de eh fena değildir, mükemmel değiller, olamazlar zaten, gerek de yok da, yani şimdi Allaşkına çocukla iletişim kurmayan adamın nesi kutsal kardeşim?

Sizin zaten saçma cinsiyet rollerinize tükürem. Ya sen niye kızın, oğluna haklı bir eleştiride bulunurken oğlunun tarafını alırsın be kadın? Ne yaptı bu oğlan sana kendini bu kadar sevdirecek? Veya bu kız ne yaptı sana kendinden bu kadar tiksindirtecek? Anlamıyorum. Her zaman derim. Türk kültürü çökmüştür. Bir daha da toparlanmaz. Muhafazakâr olduğunu zanneden müslüman ve zengin abiler ben muhafazakârım diye dolaşmasın ortalıkta. Zaten muhafazârlık demek kültür öğesini tutup bırakmamak demek. Her şeyin içi boşalmış tabii, dindar anlamına gelen mütedeyyin olmuş size muhafazakâr. Sosyoloji bunlar diyorum işte hep. Neyse bu kısmı beni bağlamaz.

Beni bağlayan kısım: ben aile içinde böyle lüzumsuz şeylere gelemem. Dilim de öyle pek sivri değil diyemem. Adamı hasta etmeyin. Böyle ailelerin kutsallığından bahsedemeyiz. Kendimizi kandırmayalım. Yine komplo teorisyeni gibi konuşmak istemiyorum da, evlerde neler yaşanıyor sizin haberiniz var mı? Ne dolaplar dönüyor aile içinde? Yaşamadım, duydum. Duymakla kalmadım okudum, bazen de başkasının ailesinden gördüm. Kendi çapımda da kendi ailem içinde zorluklar yaşandı. İlle yaşamak gerekmez. Kodunda empati diye bi şey var.  Bırak şimdi "Yaşamayan bilemez," klişesini. O kadar görsel medya var. Her şey hakkında az buçuk bilgi edinilebilir.

Neyse. Ya mesela Rousseau insanın doğuştan iyi olduğunu öne sürüyor. Ah canım. 18. yüzyılda yaşayaydım benim için de hayat toz pembe olurdu. Bak şimdi. İnsan çok garip bir varlık. İnsanı bir akrobat gibi düşün. İpin üzerindesin devamlı. Bir kere ipten düştün mü Darth Sidious'ın tarafa kaydın demektir. Yani diyorum ki her insanın aklından manyakça şeyler geçer. Daha bugün ben Fatih Camii'n orada yavru kedi severken kediyi avuçlarımla sıktığımı canlandırdım zihnimde. Ama bunu yaptım mı? Hayır. Sakin. Kediyi sevdim, oynadık, şahitlerim var. Rahat ol. İşte bu da Freudyen teori. Yani kötüyle iyi her zaman çatışır. Sen uzlaştırmaya bakarsın. Girmeyeceğim şimdi id-ego-süper ego kavramlarına. Kamon yani. Lise üç bilgisi. Akrobatı unutma bak.

Aile içinde de kedi örneğini verebiliriz. Seviyorsun, ki bu bence tartışılır. Sevmek zorunda değilim. Yıldızım barışmıyor olabilir. Neyse. Zihninden zarar vermek geçer. Ergenken "Kimse beni sevmiyo ehöhöhöh" diye ağlayarak evden dışarı çıkarsın, parka kadar gider geri gelirsin. Büyüyünce seni adam yerine koyan olmaz, "Eh demek ki bu da böyleymiş, kabullencez" der geçersin. Ama sen normal bir insansın yavrum işte. Aferin. Haline şükret. Ya bir de normal olmayan adamlar var. Zihnindeki suikast planını bir cinnet halinde uygulamaya geçiren adamlar var. Baskıyı düşünebiliyor musun? Kriminoloji. Kim bilir nasıl aile hayatları var da, işler taa bu noktalara geliyor. Aile kutsal olmak zorunda değil ancak ailenin her şeyin başlangıcı olduğunu inkar etmek sersemlik olur. Eğitim. Bir toplumun üç sacayağı varsa, o üç sacayağı da eğitim olmalı. Hoş, bizim memlekette nereye hangi hükümet gelse eğitimi takan olmuyor. Her bok ideoloji olmuş. Neyse siyaset sizin olsun. Eğitim bizim. Eh, eğitim ailede olmayınca okullarda tip tip öğrenciler türüyor. Bu tip tip öğrenciler sıradan vatandaş oluyor, artık üniversite filan Allah ne verdiyse. Sonra bir bakıyorsun sokak potansiyel psiko dolmuş. Hiiiiç öyle milleti kınamayın, hepimiz öyleyiz. Karambole çocuk yetiştirmekle olmuyor bu işler. Bakamayacaksanız doğurmayın, yapmayın kardeşim. Bu millete parlak gençler lazım. "Ülen manitam bana ruj sürmeyi de öğrendiee" diyen tipler değil. Böyle gençlik yetiştiren ailelere de "Beceremediniz, bırakın" demek lazım. Türkiye'nin zırt pırt "dinamik nüfus hedehödö" diyerek göğsünü kabartmasını anlamıyorum. Sanırsın gençlik zaman makinesi buldu da, geçmişe gidip o Sırp milliyetçi arkadaşın Avusturya-Macaristan veliahtını öldürmesini engelledi. Ya sabır. (Atom parçalama örneği klasik.)

Ah, bazen yanımdan, sağımdan, solumdan aileler geçiyor. Yanlarında da küçük çocukları. Çocuk, yaşının gereği bir şeyler istiyor anneden, babadan. Bunlar da çocuğa olanca güçleriyle bağırıyor. Ama hem kendileri rezil oluyor, hem de çocuk. İşte o zaman kendime bir tokat atıp içimden "Allah'ım böyle ebeveyn olacaksam bana nasip etme" diyorum. Evet, iddialı. Ama çocuk yetiştirmek öyle karambole gidecek bir şey değil. Tavşan gibi üremek bir nüfus planlaması olarak görülebilir mi? Nasıl işmiş o? Kendinize gelin gençler. Tamam, herkes mutlu olsun, işine gücüne baksın eyvallah ama çocuk deyince Allah rızası için bir düşünün. Ben de o göt var mı diye. Yoksa yapmayın. Milletin başını yakmayın. Tüm topluma mâl oluyor. Sonra benim gibi psikopatlar kafaya takıyor. 

Siz yine de ailenizle iyi geçinin. Yıldızlar barışmasa da iyi geçinmeye çalışın. Çok da abartmayın. Herkese hak ettiği değeri verin. Âsiliğin de lüzumu yok. İtidalli olmak lazım.

İyi geceler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder