Bugün otobüste gelirken yaşlı bir teyze bindi otobüse. Çok da yaşlı olmayan bir diğer teyze de yer verdi bu yaşlı teyzeye. Kadın pek müteşekkir görünmüyordu. Zaten artık kim teşekkür ediyor? Yaşlı bile etmiyor. Yolun devamında, Merter yakınlarında yaşlı teyzenin yanında oturan çiçeron görünümlü, haklarının bilincinde ve kendini iyi ifade ettiğini düşünen orta yaşlı teyze isyan etmeye başladı. Önce kime isyan etmeye başladığını anlamadım. Sesi yükseliyordu, ben de yanımdaki hanım kıza sordum "Kime kızıyor?" diye. Meğer bu ablanın yanındaki nâmüteşekkir teyze taa Unkapanı'ndan beri eli telefonda "Geldin mi? Gittin mi? E iyi bakalım, bizim oğlan dükkanda, kızı da verdik," vs geyiği yapıyormuş. Hak verdim çiçeron ablaya. Önceden belirttiğim gibi, ben pasif agresifim. Kızarım, bir şey demem. Ama kızan ve hakkını koruyan kadınlara hastayım. Siz de öyle olun, onları sevin. Benim gibi sümsükleri değil. Neyse. Ablanın isyan etmesi biraz teatraldi tabii. Güzel de bir ses tonu vardı bana göre. Yaşlı teyze apışıp kaldı zaten. Bakalım ablamız ne demiş (mealen): "Otobüste telefon kullanmanın yasak olması şoförün rahatsız olmasından veya ABS-ASR'den değil. İnsanları rahatsız etmemek için. Telefonlar genç-yaşlı herkesi değiştirdi. Saygı kalmadı. 45 dakika telefonda ne kadar önemli bir konu konuşuyor olabilirsin?"
Yürü be! Daha bir sürü şey saydırdı tabii. Ama çok afedersiniz "mahalle ağzı" ile değil. İğneleye iğneleye yaşlı teyzede iğne batıracak yer kalmadı. Teyzenin boynu büküldü. İyi oldu bence. Bu ne kardeşim? "Bütün ümidim gençlikte" diye bir laf var hani. Bu gençlikten bir şey uman vallahi gerizekalıdır. Ha arada istisnalar olur. İstisna adı üstünde istisnadır. İstisnalar zaten kendini belli etmez, toplumun ne bok olduğunu anlamış olduğu için toplumdan kaçar. O yüzden televizyonda "aydın, elit vs" diye size kakalanan insanlar tabii ki de aydın değildir. Aydınlar saklanır.
Neyse. Bu gençliğe olan ümidi ben kendi içimde "Neyse Allah'tan yaşlı var. Bütün ümidim yaşlıda" şeklinde değiştirmiştim. Beş-on senede onlar da sapıttı. Başlıycam telefonunuza da internetinize de. Basit yaşamayı zorlaştıran ne varsa benimsediniz, çok kolay da kabınıza göre şekil aldınız. Hey maşşallah. Afedersiniz ama bizim memleketin üzerine kim sosyolojik çalışmalar yapıp toplum şekillendirme işine giriyorsa işini iyi beceriyor. Vahlar bize. Neyse inş siz kendinizi "toplumdan saklanan aydınlar" kesiminden sayıyorsunuzdur da birazcık sağduyunuz kalmıştır. Zira sağduyusu olmayan adam apartmanda yaşarken komşunun varlığını da hiçe sayar, engellilerin geçeceği yere arabayı da park eder, metrobüse binerken arkadan hurra diye de yüklenir. Maalesef toplumun büyyyük bir çoğunluğu böyle. Siz aradan sıyrılmaya çalışın. Kendinizi bir bok da sanmayın. Çünkü bir bok değilsiniz. İnsansınız. Kaliteniz olsun biraz. Lüzumsuzluğun lüzumu yok.
Bugün bunlara kafayı taktım. Nispeten.
İyi akşanlar cınım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder